Blog

Bir bileşenin komedonlara neden olma veya cilt yüzeyini tahriş etme potansiyelini tanımlayan 0-5 ölçeğinde bir sayıdır. Komedon, epidermis yüzeyinde görülen beyaz çıkıntılardır Siyah noktalardan iltihaplı kistler ve sivilceler oluşması durumu komedonları oluşturur. Ciltteki fazla yağ üretimi ile komedonlar artabilir. Kullanılan cilt ürünleri de sebum dengesini sağlayamıyorsa ya da gözenekleri tıkayıcı etkisi bulunuyorsa komedojenik bir ürün olduğundan söz edilebilir. . 

Derinin en önemli işlevlerinden biri organizma ile dış çevre arasında iki ortamı birbirinden ayıran bir bariyer oluşturmaktır.​ Kuruma, fiziksel stres, enfeksiyon, aşırı ısınma/ısı kaybı ve ultraviyole (UV) ışınlarının neden olduğu fiziksel hasarlardan korur.​ Vücut yüzeyinde aşırı su kaybını ve çevreden zararlı maddelerin girişini önleyen hava-sıvı arayüzey bariyeridir

Üre higroskopik bir moleküldür (su emebilen). Epidermiste doğal nemlendirici faktörün bir bileşeni olarak bulunur ve stratum corneum'un yeterli hidrasyonu ve bütünlüğü için gereklidir. Cildin higroskopik kapasitesindeki bir azalma olduğunda transepidermal su kaybını ( artırabilir, epidermal proliferasyonu deregüle edebilir ve deride pul pul dökülmeyi önleyerek hiperkeratoz ve kaşıntıyı indükleyebilir. Üre; topikal yumuşatıcı, nemlendirici, keratolitik ve antipruritik bir ajandır.

Arbutin, tirozinazı inhibe eder böylece melanin oluşumunu önüne geçerek hiperpigmentasyona karşı durdurucu etki sağlar .Bu nedenle formülasyonlarda cilt aydınlatma üzerinde etkili ve popüler bir aktif içeriktir.

Aloe vera, Liliaceae familyasına aittir ve kozmetik ürünlerde cilt yumuşatıcı veya cilt yatıştırıcı madde olarak işlev görür. Aloe ile ilgili araştırmalar iyi bir nemlendirici olduğunu doğrulamaktadır; bunun en önemli kaynağı anti-inflamatuar ve antibakteriyel bileşenlere sahip olmasıdır.

Meyve asitleri olarak da adlandırılan hidroksi asitler, yaklaşık 40 yıldan beri cilt rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan asitler arasındadır.

Gün içerisinde maruz kaldığımız çevresel kirlilik, sigara dumanı ve güneş ışınları gibi fiziksel stres faktörleri ciltte reaktif oksijen türleri olarak adlandırdılan oksijen radikalleri oluşumunu tetikler. Oksijen radikallerinin ise bir çok zararlı etkisi bulunur. Bunların başında cilt kollajenlerini parçalayarak kırışıklık, koyu lekeler, ince çizgiler ve elastikiyetini kaybetmiş cilt gibi cilt kusurlarına neden olur. Yemek yaparken maruz kalınan buhar ve egzoz dumanı başta olmak üzere hava kirliliği günümüzde hemen herkesin rutin bir şekilde maruz kaldığı faktörlerin başında gelmektedir.

Bebeklerin bağışıklık sistemi 1 yaşa kadar olan süreçte yetişkin bir bireyin bağışıklık sisteminin %7'si civarında olduğu öngörülmektedir. Cilt bariyeri ise bağışıklık sisteminin önemli bir parçasıdır. Bu bilgiler ışığında bebek cildinin bir yetişkin cildine oranla  daha hassas ve toleransı düşük, alerjen ve patojenlere karşı daha savunmasız olduğunu söyleyebiliriz.

 Göz çevresindeki deri yüzümüzün diğer bölgelerine nazaran daha ince ve sebase bezlerce daha fakirdir. Sebase bezler; sebum salgısı ile cildin kendi nem dengesini saglamak açısından önemlidir. Bu bezler bakımından fakir olması o bölgede özelleşen cilt problemlerine sebebiyet verebilmektedir. Bunlar;

Günlük cilt rutininde nemlendirmek, akneli, karma ve yağlı ciltlerin ihtiyacı olmadığı yanlış bir düşüncedir. Akneli ciltlerde de temel cilt bakım aşamalarını kesinlikle atlamamak gerekir.