Makaleler

Cilt bakımında bir “süper güç” olarak sıkça telaffuz edilen retinol ve türevleri, güçlü yaşlanma karşıtı etkileri ve akne tedavisinde verdiği başarılı sonuçlarla senelerdir altın standart olarak kabul ediliyor. Ancak ciltte hassasiyet yaratabilen agresif bir içerik olmasıyla da bilindiği için, olumlu sonuçlarına rağmen kullanıp kullanmamak konusunda dikkatle yaklaşılıyor. 

 Meyan kökü eski kökenli bir bitkidir. Meyan özü ve bileşeni olan glisirizin, gıdalarda, tütünde ve hem geleneksel hem de bitkisel tıpta yaygın olarak kullanılmaktadır. In vivo ve klinik çalışmalar, anti-ülser, anti-viral ve hepatoprotektif tepkiler dahil olmak üzere hem meyan kökü hem de glisirizin tüketiminin faydalı etkilerini doğrulamıştur. Çeşitli genotoksik çalışmalar, glisirizinin ne teratojenik ne de mutajenik olmadığını göstermiştir.

Askorbik asit (AA) ve askorbat olarak da bilinen C vitamini, doğada bol miktarda bulunur ve stabilitesi oldukça düşüktür. C vitamini fotokoruma, cilt güçlendirme, immünomodülasyon ve hiperpigmente lekelerin giderilmesinde kullanılır. Aynı zamanda güçlü bir antioksidandır. Vitamin C tüm bitkiler ve çoğu hayvan tarafından sentezlenir. İnsanlar için esansiyel bir vitamindir, çünkü sentez yolundaki terminal enzim olan gulonolakton oksidaz geni, insanlarda onu işlevsiz hale getiren mutasyonlara uğramıştır. Bu nedenle insanlar bu vitamini diyet veya vitamin takviyelerinden alırlar. Kollajen, L-karnitin biyosentezi ve dopaminin norepinefrine dönüşümü için gerekli bir içeriktir. Bu sebeple dışardan takviye olarak alınması hayati bir öneme sahiptir. Özellikle, kolajen oluşumundaki azalmaya bağlı zayıf yara iyileşmesi, kırılganlık ve bağ dokusu morfolojisinin kaybı nedeniyle stratum korneumun kalınlaşması ve deri altı kanama C vitamini eksikliğinin başlıca sonuçlarıdır. Cildinizde C vitamini kullanmanın birçok faydası vardır.

Propolis, arıların salgıladığı ve bitki kaynaklı bileşiklerden oluşan bir karışımdır. Genel olarak, ham propolis yaklaşık %50 reçine, %30 mum, %10 uçucu yağlar, %5 polen ve %5 çeşitli organik bileşiklerden oluşur.

Calendula officinalis

 Yeşil çay polifenollerinin çoğunluğu, kateşinlerdir. Dört ana kateşin bileşiği; epigallocatechin-3-gallate (EGCG), epigallocatechin (EGC), epicatechin-3-gallate (EKG) ve epicatechin (EC)'dir.

Dermisin üç ana bileşeninden biri olan ve hyaluronan olarak da bilinen Hyalüronik Asit, insan dermisinde en bol bulunan glikozaminoglikandır. Dolgu etken maddesi olarak da tanınır.

Okluzifler, örtücü maddelerdir. Oklüzifler, çoğunlukla yağ bazlı olan ve cilt üzerinde hidrofobik bir bariyer oluşturup cildi örterek ve trans-epidermal su kaybını engelleyerek cildin su içeriğini koruma işlevi gören diğer bir nemlendirici türüdür.

Cilt hassasiyeti;  klinik olarak duyusal gerginlik hissi, anormal karıncalanma,ciltte yanma, batma, ağrı ve kaşıntı duyularıyla karakterize bir durumdur.

Çoğunlukla kızarıklık ile birlikte seyreder. Hassasiyet durumu sağlıklı bireylerde görülebileceği gibi atopik dermatit, sedef, rosacea gibi hastalıklara sahip bireylerde de gözlenmektedir.

Rosacea;

Esas olarak yanak, burun, çene ve alın bölgesini etkileyen kronik, inflamatuar bir cilt durumudur. Doğal ve kazanılmış bağışıklık sisteminde uyarılma ve nörovasküler (damarsal) bozuklukların etkisiyle oluşmaktadır.

Rosacea; Eritem, papül, püstül, telenjiektazi (deri veya mukoza yüzeyinde çıplak gözle ince çizgiler yada noktalar şeklinde damarların görünür olması)  ve kızarma ile karakterizedir. Hastalığın asıl nedeni bilinmemekle beraber olası sebepleri arasında;  genetik yatkınlık, kalıtım, sebore, inflamatuar bağırsak hastalıkları mikrosirküler düzensizlikler, psikojenik faktörler sayılabilir.

Rosacea’lı bireylerde cilt genellikle kuru ve hassastır; derinin bariyer fonksiyonunda bir bozukluk söz konusudur. Cildin aşındırıcı olmayan nazik temizleyicilerle temizlenmesi, mutlaka nemlendirilmesi ve güneşin zararlı ışınlarından spf değeri yüksek güneş koruyucu kremler aracılığı ile korunması çok önemlidir. Rosacealı bireylerin parfüm içermeyen dermokozmetik ürünlere yönelmesi önerilmektedir.

Genç yaşlarda meydana gelen ilk hastalık belirtileri kızarıklık ve eritemdir. İleri yaşlarda rosacea lezyonlarını telenjiektaziler oluşturur. Rosacea yüz derisinin damarlarında ve bağ dokusunda başlar; geçici ve kalıcı eritem ile karakterizedir.

Rosacea tipik olarak, lezyon niteliklerine ilişkin cinsiyete ve yaşa özgü tercihlerle yüzde simetrik olarak ortaya çıkar. Örneğin, burunda meydana gelen seboreik hiperplazi “Rınophyma” olarak adlandırılır ve çoğunlukla erkek cinsiyette görülür.

Değişen Helicobacter pylori ,S epidermidis , Chlamydia pneumonia , Bacillus olenorium ve Demodex mite konsantrasyonları ile ilişkilendirilmiştir. Yapılan son çalışmalar ince bağırsakta aşırı bakteri üremesi ile rosacea arasında bir ilişki olduğunu düşündürmektedir.

Rosacea  görsel olarak rahatsızlık vermenin yanısıra, yüzdeki lokalizasyonu nedeniyle şekil bozukluğu sorunları ortaya çıkarabilir ve yaşam kalitesinde belirgin bir düşüşe neden olabilir.

Sıcak, soğuk, alkol, baharatlar, tetikleyici faktörler arasındadır.

Rosacea’da etkili bazı aktif içerikler;

Yapılan çalışmalarda; Azelaik asit, yeşil çay polifenolleri, likokalkon, kolloidal yulaf ezmesi, bisabolol, probiyotikler, aloe vera, ksilitol ve seramidlerle formüle edilen dermokozmetik ürünlerin rosacea hastalarında semptomatik rahatlama sağladığı gözlenmiştir.

Cilt tipleri ve cilt durumları arasındaki ayrımı iyi yapabiliyor muyuz? Cilt tipimiz hakkında yeterli bilgiye sahip miyiz? Cildimize uyguladığımız dermokozmetik ürünler doğru ürünler mi?