Cilt bakımında bir “süper güç” olarak sıkça telaffuz edilen retinol ve türevleri, güçlü yaşlanma karşıtı etkileri ve akne tedavisinde verdiği başarılı sonuçlarla senelerdir altın standart olarak kabul ediliyor. Ancak ciltte hassasiyet yaratabilen agresif bir içerik olmasıyla da bilindiği için, olumlu sonuçlarına rağmen kullanıp kullanmamak konusunda dikkatle yaklaşılıyor.
Fotoyaşlanma belirtilerini gösteren derinin onarımında birçok etkili cerrahi prosedür bulunmasına rağmen, randomize klinik çalışmalar yaşlanmış deride yararı kanıtlanmış tek medikal tedavinin başta tretinoin olmak üzere topikal retinoidler olduğunu göstermiştir.
Retinaldehit, retinol ve retinil esterleri kozmesötik olarak kullanılabilir. Yaşlanmış deriye sahip hastalarda retinil-asetat veya retinil-palmitatın belirgin faydalı etkisi yokken retinaldehit içeren kozmesötiklerin kanıtlanmış faydaları vardır.
Vitamin A deriveleri olan retinil asetat ve retinil palmitat en az etkili retinoid türevleri olarak kabul edilir. Bunun temel sebebi retinil palmitatın aktif tretinoine dönüşümündeki önce ester kısmının uzaklaştırılması ve daha sonra iki oksidatif süreçten oluşan uzun yolak ile açıklanabilir. Ayrıca yüksek molekül ağırlıkları sebebi ile dermis tabakasına ulaşamazlar. Tahriş riskleri en az olan grup olduklarından, antioksidan özellikleri için tercih edilebilirler.
Retinol Dermokozmetik ürünlerde en sık kullanılan form retinol formudur. Topikal retinol kutanöz retinaldehit ve retinoik asitin öncüsü olması sebebi ile retinaldehit ve retinoik asitin etkili olduğu deri yaşlanması karşıtı kozmetik formulasyonlarda %0.75 ile %1 arasında değişen konsantrasyonlarda sıklıkla kullanılır. Retinolü fotoyaşlanmada potansiyel etkili gösteren küçük randomize kontrollü çalışmalar mevcut olmakla birlikte daha geniş çalışmalara ihtiyaç vardır Bu retinolün retinaldehit ve retinoik asite yavaş oksidasyonuna bağlanmıştır.
Doğal yaşlanmış üst kol derisinde topikal %0,4 retinolün etkinliğini araştıran çalışmada 4 haftalık tedavi sonrası deri kırışıklığında belirgin iyileşme saptanmış, biyopsilerde glikozaminoglikan sentezi ve kollajen üretiminde artış gösterilmiştir. Retinolün kollajen sentezinin yanı sıra elastin sentezinde de artışa yol açtığını ve böylece derinin elastikiyetini arttırdığı gösterilmiştir.
Retinaldehit Retinoid ailesinin aldehit formundaki üyesidir. Kararsız bir madde olduğundan stabil edilmesi zordur, bu sebeple retinol kadar yaygın kullanılmaz. Yaşlanma karşıtı aktivitesi retinolden daha yüksek, hatta retinoik aside yakın bulunmuştur. Kırışıklığı azaltıcı ve cildi pürüzsüzleştirici etkisi bulunur. Antibakteriyel aktivitesi sayesinde akne probleminde de etkili olmaktadır. Krem veya jel formunda %0,015’ten %0,1’e kadar değişen konsantrasyonlarda formule edilen retinaldehit nükleer retinoid reseptörlerine bağlanmaz. Retinoik asit miktarında az bir artışa neden olduğundan deride kutanöz irritasyon yapan aşırı retinoik asit birikimini önler. Belirgin irritasyon yapan tretinoine göre retinaldehit yüksek konsantrasyonlarda bile hastalar tarafından iyi tolere edilmektedir. Retinaldehitin %0,05’lik konsantrasyonunun efektif olması ve iyi tolere edilmesi yüz gibi sensitif alanlarda bile uzun süreli kullanımına izin vermektedir. Retinaldehit deride retinol ve retinil esterlerini depolamak için en etkili topikal retinoittir. Organizma retinaldehiti depolamaz ve hızlıca metabolize eder. Epidermal hücreler tarafından retinol ve retinil esterlere dönüşür, küçük bir kısmı retinoik aside okside olur. Retinaldehit fotoyaşlanma tedavisinde en etkili retinoid tabanlı kozmesötik olduğu gözlenmiştir.
Geniş, randomize kontrollü bir çalışma retinil propionatın fotoyaşlanmada belirgin anlamlı bir etkisinin olmadığını ortaya koymuştur.
Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Alfa hidroksi asit (AHA), beta hidroksi asit (BHA) ve poli hidroksi asit (PHA) gibi soyucu asitler içeren ürünler cildin hassasiyetini artıracağından dolayı retinol kullanırken bu asitlere ara verilmeli.
- Akne tedavisinde başvurulan bir içerik olan benzoil peroksit ise etkisini azalttığı için retinol ile birlikte kullanılmamalı.
- Ciltte kuruluk ve tahrişe sebep olabileceğinden her zaman nemlendiricilerle beraber kullanılmalıdır.
- Hassas ciltli kişilere, rosacea, sedef, egzema gibi inflamatuar cilt rahatsızlığı olanlara retinol kullanımı önerilmez.
- Oldukça kararsız olduğundan ışık ve hava ile temas sonucu etkinliğini kaybedebilir. Hava almayan, koyu renkli ambalajda saklanmalıdır.
- Fotosensiviteye sebep olabileceğinden akşamları uygulanması daha doğrudur.
- Düşük yüzdede kullanılarak başlanmalıdır.
- Gebelikte kontrendikedir.
- Mukherjee, S., Date, A., Patravale, V., Korting, H. C., Roeder, A., & Weindl, G. (2006). Retinoids in the treatment of skin aging: an overview of clinical efficacy and safety. Clinical interventions in aging, 1(4), 327–348.
- R. R., Bush, A. E., & Cohen, P. R. (2016). Topical Retinoids: Therapeutic Mechanisms in the Treatment of Photodamaged Skin. American journal of clinical dermatology, 17(3), 265–276. https://doi.org/10.1007/s40257-016-0185-5
- Khalil, S., Bardawil, T., Stephan, C., Darwiche, N., Abbas, O., Kibbi, A. G., Nemer, G., & Kurban, M. (2017). Retinoids: a journey from the molecular structures and mechanisms of action to clinical uses in dermatology and adverse effects. The Journal of dermatological treatment, 28(8), 684–696. https://doi.org/10.1080/09546634.2017.1309349